Dünyanın şahitliğinde ‘İkinci Nekbe’
Tüm dünyanın gözü önünde bir aydan fazla süredir Gazze’deki küçük bir alana sıkıştırılıp yoğun bombardımana tabi tutulan Filistinliler, işgalci güç İsrail’in verdiği günlük 4 saatlik arayı kullanarak katliamdan kaçmaya çalışıyor. Taş üstünde taş kalmayan kuzey bölgelerinden, artık toplama kampına benzetilmeye başlanan güneye umutsuzca kaçmaya çalışan Filsitinliler, yolda İsrail kontrol noktalarına rastladıkları takdirde işkenceye uğruyorlar. İsrail’in, güneye gitmek isteyen sivillerin kullanmasını işaret ettiği yolu, sık sık bombalaması nedeniyle bu yolculukta çok sayıda Filistinli de öldürülüyor.Gazzelilerin yaşamla ölüm arasındaki bu zorunlu yürüyüş, İsrail’in kurulmasıyla 1948’de Filistinlilerin bölgeden zorla çıkartılması anlamına gelen “Nekbe” (Büyük Felaket) günümüzde yeniden tekrarlanıyor.
Güneye doğru zorla göç ettirilen Filistinliler Selahaddin Caddesi’ni kullanırken, çocuklar, yaşlı ve engellilerin de aralarında bulunduğu bu kafilelerin yolda İsrail güvenlik noktalarına rastladıkları takdirde sıklıkla tutuklanıp işkenceye uğruyor. Güneye doğru ilerlerken, işgalci gücün kurduğu kontrol noktalarında insanların tutuklandığı belirtiliyor. Evlerini terk eden Filistinlilerin, İsrail tanklarının yanından geçerken öldürülmemek için ellerini kaldırdığı ya da beyaz bir bayrakla yürüdüğü belirtildi. Filistinliler bu ölüm yolculuğuna her şeylerini geride bırakıp sadece birkaç parça kişisel eşyayla çıkıyor.
Bölgenin kuzeyinde yerlerinden edilen kişilerin önemli bir kısmının BM okullarına sığındığı ve haftalardır temiz suya düzenli erişimi bulunmadığı kaydediliyor. Ayrıca yakıt, un ve suya erişim olmaması nedeniyle fırınlar da kapandı. Gazze’nin güneyinde durumun ise İsrail’in söyleminin aksine kuzeyden pek de farklı olmadığı bildiriliyor. Bölgede tıpkı kuzeydeki gibi temel insani ihtiyaçlara erişimi sınırlı durumda bulunurken, 600 kişiye 1 tuvalet düştüğü kaydedildi. BM yetkilileri, ateşkes hemen ilan edilse bile, işgalci güç tarafından yerlerinden edilmiş 1.5 milyon kişiye acil yardım ulaştırmanın “görülmemiş” bir lojistik operasyon gerektirdiğini ifade etti.
Filistinliler için Refah’tan yardım TIR’ları girerken, BM yetkilileri bunun ihtiyacın çok altında kaldığını ve “okyanusta bir damla” olduğunu bildirdiler. Bölgede yakıta, suya, yemeğe ve tıbbı malzemeye ihtiyacın üst seviyede olduğu belirtildi.
İsrail’in Gazze’ye saldırıları 2. ayına girerken ABD’den, işgalci gücün Gazze’nin kuzeyini boşaltma planına destek gibi açıklama geldi. Beyaz Saray, İsrail’in Gazze’nin kuzeyinde saldırılarına her gün 4 saat ara vereceğini duyurdu. Ancak İsrail’in geçen salı gününden itibaren benzer bir uygulamaya gittiği ve bölgedeki Filistinlilerin güneye sürme planını yürürlüğe koyduğu biliniyor. Washington’ın söz konusu açıklamayla işgalci gücün stratejisini diplomatik bir çerçeveye koymak istediği değerlendiriliyor. Beyaz Saray’ın açıklamasında, 4 saatlik ara boyunca, sadece kuzey bölgelerine işgalci gücün saldırmayacağı savunuldu.
BM yetkilileri, 7 Ekim’den bu yana İsrail tarafından 160 kişinin öldürüldüğü, 2 bin 200 kişinin de tutuklandığı Batı Şeril’daki durumun “patlama noktasında” olduğu uyarısı yaptı. Son olarak Cenin kentine ve mülteci kampına baskınlar düzenleyen işgalci ordunun Batı Şeria’da 24 saatlik süre zarfında 18 Filistinliyi öldürdüğü 13’ten fazlasını da yaraladığı bildirildi.
Terör devleti Gazze’nin kuzeyindeki sivillere “canlarını kurtarmak” için güneye gitmeleri tavsiyesinde bulunurken, bölgeden gelen haberler Gazze’nin hiçbir yerinin güvenli olmadığı ve güneyin yavaş yavaş bir toplama kampına dönüştüğü yönünde. Daha önce güneye giden Filistinliler, orada da yoğun hava bombardımanı olduğunu ve temel ihtiyaç maddelerine ulaşılamadığını belirti. Filistinliler, güney bölgesine getirildikten sonra üzerlerine ölüm yağdırılırken, bunun Nazi Almanyası yöntemini hatırlattığı yorumları yapıldı.
İsrail ordusu, şeridin kuzeyinde kuşattığı Gazze kent merkezinin birkaç kenar mahallesine girdikten sonra eklemeye geçti. Gazze kentinin kuzey ekseninde, İsrail güçleri El-Mekusi konutları bölgesinde, Şati Mülteci Kampı güzergahında ortalama bir kilometre ilerleme kaydetti. Kassam Tugayları’ndan 7 Kasım’da yapılan açıklamada,
“Allah’ın izniyle son 24 saat içinde 15 İsrail askeri aracı, Şati Mülteci Kampı ve Beyt Hanun önlerinde kullanılamaz hale getirdik. Ayrıca, bölgeye sızan güçlerin üzerine onlarca havan topu yağdırdık. Düşman kuvvetlerine karşı çeşitli bölgelerde yüz yüze çatışmalara girdik.” ifadeleri kullanıldı. Bir İsrailli askeri de keskin nişancı atışıyla etkisiz
hale getirdiklerini duyuran Kassam Tugayları, savaşın başından beri 136 İsrail askeri aracını kullanılamaz hale getirdiklerini de söyledi. Gazze’nin güney ekseninde ise İsrail güçleri, kuzeyden güneye uzanan sahildeki Reşid Caddesi boyunca Zeytun Mahallesi ve Tel el-Heva çevresinde ilerledi. İsrail ordusunun, sivillerin evlerine ve bölgedeki boş araziye yönelik onlarca tank atışı yapması kameralarca kaydedildi. Kassam Tugayları, “Gazze’nin güneyine sızan ve araçların konuşlandığı bölge yakınlarında İsrail ordusundan bir grubu Konkurs güdümlü tanksavar roketiyle hedef aldığını” duyurdu.
İşgalci İsrail ordusu, Filistinli direnişçilerle sokak sokak yaşanan çetin çatışmalar eşliğinde Gazze’nin kuzey ve güney eksenlerinde işgalini ilerletmeye çalışırken, kayıplar vererek sahil şeridi ve kent merkezini zorluyor. Yaşanan şiddetli çatışmalarla ilgili bir sosyal medya paylaşımında bulunan İsrail ordusu, Cibaliye bölgesinde direnişçilerle işgalci ordu mensupları arasında tek bir noktanın hakimiyeti için yaklaşık 10 saatlik mücadele yaşandığını gözler önüne serdi. İşgalci orduya destek veren savaş uçakları, topçuları ve savaş gemileri de, salı gecesi ve çarşamba günü Gazze kentinin kuzey ve güneyindeki harekat bölgelerinin çevresini yüzlerce kez bombaladı. Gazze’deki sivil yerleşim yerlerine yönelik şiddetli hava saldırılarının da tüm hızıyla sürdüğü bildiriliyor. İsrail Ordu Sözcüsü Daniel Hagari, “Gazze kentinin kuşatılması işleminin tamamlandığını ve kuzey ve güney olmak üzere Gazze Şeridi’nin ikiye bölündüğünü” iddia etti. Buna karşı Hamas’ın askeri kanadı Kassam Tugayları ise “Yasin 105” antitank roketleriyle tanklara, dozerlere ve İsrail askerlerini cephelere taşıyan nakil araçlarına onlarca saldırı düzenledi.